Rize

Hemşin, Bulutların Ülkesi-Tulum ve Horon Diyarı

Hemşin Yaylaları

Hemşin’e yakın yaylalar Gito ve Badara Yaylaları olmakla birlikte, Çamlıhemşin sınırları içinde bulunan Kale, Başyayla, Palovit Hapivanak, Trovit, Elevit, Hazindağ yaylaları da Hemşinlilerin yaylalarıdır. Ancak Hemşin Yaylalarını birkaç paragrafa sığdırmak mümkün değildir. Hemşin Yaylalarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için Rize’de Gezilecek Yerler yazıma göz atabilirsiniz.

Rize Gezi Rehberi
Rize Yaylaları

Atma Türkü

Hemşin’in anonim halk edebiyatında “atma türkü” diye tabir edilen maniler önemli bir yere sahiptir. Atma türkü denmesinin sebebi yörede manilerin çoğunlukla karşılıklı söylenmesidir.

Atma türkü konusunu direk yöre insanından, onun acılarından, mutluluğundan, özleminden, sevgisinden alır. Ayrıca yaylalar ve yörenin tabii konumu da atma türkülere ilham veren unsurlardır.

Atma türkü de aşık geleneğinde olduğu gibi usta çırak ilişkisiyle gelişir. Hemşin’de çocuklar büyüklerinden duydukları atma türküleri taklit ederek zamanla kendilerinden bişeyler katarlar.

Atma türkü önceleri özellikle yayla yolculuğunda, çayır biçerken, mecilikte(imece) hayvan otlatırken vs söylenirmiş. Şimdilerde daha çok düğünlerde horon oynarken söylenir.

Kültürel Değerdir Atma Türkü

Atma türkü geleneğiyle alakalı bazı çalışmalar da mevcuttur. Örneğin Edebiyat Öğretmeni Muhammet COŞKUN’un Atma Türkü konulu tez çalışmasından bir kesit şöyledir.

“Eskiden düğünler salonlarda değil evlerde yapılırdı ve ocak başlarında daha çok atma türküler kadınlar tarafından söylenirdi. Erkeklerde hayat(ğayat) denilen salonda horon oynarlardı. Kadınlar arasında iyi atma türkü atan köy tarafından bilinirdi ve herkes onun ağzına bakardı ki bi atma türkü atsın. Bu durumu anlayan kadın başlar atma türkü atmaya, kimi zaman karşılık veren olur kimi zaman karşılık veren olmazmış.

 Birbirlerini seven insanlar buldukları her fırsatta birbirlerine söylemek istediklerini maniler sayesinde söylerlerdi. Hemşin küçük bir ilçe olduğundan sevdalıların buluşmaları pek kolay olmazdı. Çünkü bir duyan olur laf olur gibi şeyler yöre insanının kültürüne terstir. Bundan dolayı sevdalılar birbirlerine söylemek istediklerini maniler sayesinde söylerler. Maniler çift taraflı olduğu gibi tek taraflıda olabilir. Bazen aşklar tek taraflı olur ve hiçbir zaman söylenen manilerin karşılığı gelmeyebilir ya da söylenen manilere direk olumsuz cevap olarak da dönebilir. Kimi insanlar sevdiklerini maniler yoluyla ısrar etmeye kalksalar da olumsuz şekilde cevaplarını almışlardır.

Örneğin;
Kız;

Çikelum yaylalara
Bakalum ki karmidu
Seni alurum ama
Araban varmidu

Oğlan;

Dunyanun kaderi bu
Güçli guçsuzi ezer
Ben araba alamam
Para bende ne gezer

Kız;

Bütün hayallerumi
Nasil da bole yiktun
O ki paran yoğidi
Nehe karşume çiktun

Oğlan;

Nehe oyle soyledun
Ettun beni çok beter
Param pulum yok ama
Kiz guzelluğum yeter

Kız;

Kocakari kiz olmaz
Bilezuk takmağilen
Uşak karnum doyar mi?
Yuzune bakmağilen “

Atma Türkü Geleneği İle ilgili ayrıntılı bilgi için “Karadeniz Atma Türküleri” yazıma göz atabilirsiniz.

Hemşin’de Yayla Göçü

Hemşin'de yayla göçü
Hemşin’de yayla göçü

Hemşin’in ve Hemşinliler’in yaşamında yayla ve yayla göçlerinin ayrı bir yeri vardır. Yaylacılık ekonomik yaşamda çok önemli bir yer tutar. Ayrıca yayla göçleri kaynaşmanın, dayanışmanın en güzel örnekleridir. Baharla baraber yayla hazırlıkları başlar. Herkeste, özellikle yaşamı yaylalarda geçen insanlarda büyük bir sevinç ve heyecan vardır. Yayla Hemşinli’nin yaşamında sadece ekonomik bir değer taşımaz; sosyal ve kültürel değerlerde taşır. Son yıllarda kentlere göç yaylacılığın önemini azaltmış, günümüzde ekonomik nedenlerden çok alışkanlık ve dinlenme amacıyla yapılan bir etkinlik konumuna gelmiştir.
 

Yaylacılığın en güzel özelliklerinden birisi yaylaya gidiş ve dönüş göçleridir. Bu göçler arasında sırf eğlenmek ve bu sırada da ot biçmek için gruplar halinde yayaya gidilir ki yörede buna “VARTOVOR” veya ot biçimi denir. Göçlere hazırlık başlı başına bir uğraştır. Göçlerden bir gün önce yolda yenilecek azıklar hazırlanır. Özellikle kede (kete), kaymaklı pelit ve susuz helva gibi yöreye has özellikleri olan ve enerji veren yiyecekler hazırlanır. En güzel elbiseler sandıklardan çıkarılır. Hayvanlar süslenir ve en iyi otlarla doyumları sağlanır. O gece pek uyku uyunmaz. Uyumamanın nedeni hazırlıkların tamamlanması, yaylaya gitme sevinci ve erkenden Üsküt Dağı’na güneş vurmadan dağı aşmak içindir.

Göçe Neşe Katmak

Zaman zaman yaylaya gitme sırasında yollarda çeşitli güçlükler, acı tatlı anılar yaşanır. Genç kızlar ve genç delikanlılar karşılıklı atışma şeklinde türküler söylerler. Bu türküler genellikle gurbet, yayla, doğa, ayrılık, sevda temalarını işlediği gibi bazen yeren, hicv eden şekillerde de görülür. Yıllar önce yayladan dönen iki delikanlının Üsküt Dağı’ndan geçerken yol kenarında alaf eden (yaprağını dökmeyen maki türü çalıların yapraklarına hayvanların yemesi için toplanıp demet yapılması) kızlarla taşlama seklinde türküye tutuşmaları şöyle aktarılmıştır. 


Erkekler:

Bacı yükün oldu mu?

Dağları aldı erak


Kızlar:

Daha iki bağım var

Aldı beni bir merak


Erkekler:

Kız ateşin var ise

Gel de sigaramı yak,


Kızlar:

Uşak beni dinlersen

Gel bu tütünü bırak,


Erkekler:

Tütünü bırakamam

Bende de vardır merak.


Kızlar:

İnelim bizim köye

Yeriz dalbastı kiraz,


Erkekler:

Bırakın ki gideyim

Yolum ıraktır biraz.


Buna benzer sözlerle uzayıp giden bu mısralar belki de Üsküt Dağı’nda hâlâ daha rüzgârla beraber söylenmektedir.

Yollarda, özellikle yorulan yayla çocuklarına moral vermek amacıyla aşılması güç yerlerde ağacın köküne taş atma, horoz gibi ötme şeklinde yöntemlere başvurulur. (Üsküt Dağı’nda ünlü dağın gürgeni, Vank yokuşu zirvesi bunun güzel örnekleridir.)
 

Üsküt Dağı’ndan yaylaya gidip dağın gürgeninin köküne taş atmamış Hemşinli yok gibidir.(www.hemsin.bel.tr)

Hemşin’in Tarihi

Hemşin’in tarihi konusunda mevcut bütün kaynaklar derlenerek kronolojik bir şekilde düzenlenip, Hemşin Kaymakamlığı resmi sitesinde aşağıdaki şekilde sunulmuştur.

Mitolojik dönemlerde Hemşin coğrafyasının ismi Dambur olup merkezi şimdiki Hala Köyü civarıdır. Fetih öncesi Hemşin tarihi hakkında doğrudan belge olarak adlandırılabilecek bir doküman yoktur. Bu hususta verilen bilgiler bazı seyyah ve papazların notlarına dayandırılmakta ve bilgiler çoğu zaman da birbiriyle çelişmektedir.

M.S. 620 yılında Hamam Bey’in önderliğinde Hemşinlilerin ataları olarak gösterilen Amad-Uni (Hamedanlı)’lerin göçü gerçekleşmiştir. Hamam Beg ve kabilesinin bu göç olayını anlatan temel kaynaklar; Mamikonyan, Asoghik ve Ghewond’un eserleridir. Bu kroniklerde geçen ve toplamı bir paragraftan ibaret olan bu göç anlatısının gerçekliği her zaman tartışılır bulunmuştur ama birçok araştırmacı ve tarihçi Hemşin adının, bahsi geçen göç olayının önderi olan Prens Hamam’dan türediği konusunda hemfikirdirler. Yöreye ‘Hamam’ın şenlendirdiği yer’ anlamında ‘Hamam-Şen’ denmiş ve bu kelime günümüze kadar Hemşin şeklinde gelmiştir. Yine de bu teoriye itimat etmeyip, Hemşin adının Farsça kökenli ‘Hem’ birleştirici edatı ile ‘oturulan yer, şenlik olan yer’ anlamındaki ‘Nişin’ sözcüğünün kaynaşmasından oluştuğunu önerme yapan yerli tarihçiler de mevcuttur.

1400’lü yılların ortalarına kadar tüm Doğu Karadeniz yöresine olduğu gibi Hemşin coğrafyasına da Kıpçak ve Kuman Türklerinin yerleştirildiği bilinmektedir. Bu Türk kökenli insanlar Roma İmparatorluğu zamanında Hıristiyanlığı benimsemiş, güneydeki Ermenilerle olan sıkı ilişkilerden ötürü kısa zamanda Gregoryen mezhebine geçmişlerdir.

Trabzon Rum İmparatorluğu döneminde Hemşin yöresi, güneydeki Erzurum-İspir dolaylarına hâkim olan Akkoyunlu Türkmenleri ile ticari ve kültürel ilişkiler geliştirip zamanla Müslümanlaşmaya ve yeniden Türkleşmeye başlamıştır.

3 Comments

  1. ingilizce eğitim seti Aralık 24, 2019
  2. özge Kasım 24, 2023

Join The Discussion